Çerkeslerde Yas, Cenaze Töreni ve Taziye
Yarın 21 Mayıs, yas günümüz 100 yıldan fazla süren Dünya tarihindeki en büyük katliamın ve büyük Çerkes sürgününün 157. yıl dönümü. Yüzümüzü Elbrus’a dönelim, sol elimizi kaldıralım, atalarımızın yaptığı gibi ,vatan savunmasında toprağa düşenlerin, sürgün yollarında yitip giden atalarımızın yasını tutalım!
Toplumların gelenek ve görenekleri o toplumun ve o toplumu oluşturan bireylerin hayata, Dünya’ya bakış tarzlarını gösteren kurallar ve kendilerini diğer toplumlardan ayıran davranış biçimleridir. Kısaca Çerkes yaşam tarzını belirleyen kurallar olarak adlandırabileceğimiz XABZE nin bir bölümü olan gelenek ve göreneklerimizde insanlarımızın cenaze törenlerinde de nasıl davranmaları gerektiği kurallara bağlanmıştır.
Çerkesler cenaze törenlerine çok yüksek düzeyde önem verirlerdi ve toplumun tüm kesimleri cenaze törenleri kurallarına istisnasız uyarlardı. Her ne kadar son yıllarda büyük bir umursamazlık yaşanıyor ise de, cenaze törenlerine, taziye kurallarına yönelik törelerimiz en uzun süre korunabilen ve halen bazı bölgelerde korunagelen ve bazı kişilerin bugün de dikkat ettiği törelerimizdendir. 21 Mayıs yas günümüzün yaklaştığı bu günlerde, bu güne kadar büyüklerimizden derlediğim benim de çocukluk ve gençlik yıllarımda Uzunyayla’ da çoğuna şahit olduğum cenaze, yas, taziye ilgili törelerimizden bahsetmek istiyorum.
Günümüzde bu kuralların bir kısmının uygulanma şansı kalmamıştır fakat çoğunu bu gün de rahatlıkla uygulayabiliriz ve çoğu duyarlı kişiler tarafından da uygulandığı görülmektedir.
SHHAK’UE
Ulaşımın atlarla yapıldığı dönemde köyde cenaze olduğu zaman Çerkesce Şhıhak’ue olarak adlandırılan haberciler görevlendirilir ve komşu köylere, haber verilmesi gereken akrabalara bu haberciler gönderilirdi. Ölüm haberi götüren atlı haberciler gem kayışını (Şhuemlak’e) sağ eliyle, kamçıyı ise sol eliyle tutarlardı. Bu şekilde uzaktan bakınca dahi gelen atlının ölüm haberi getirdiği anlaşılırdı. Bu nedenle normal misafirin karşılandığı gibi neşeli bir şekilde karşılanmazdı. Habercinin yolculuğu sırasında karşılaştığı insanlar, oturuyorlarsa ayağa kalkar ve taziyede bulunup kimin vefat ettiğini sorarlardı.
Cenazenin hane cenazesi mi, köy cenazesi mi, yoksa toplum cenazesi mi olduğunu öğrenirlerdi. Haberi vereceği eve ulaşan atlı atından ters taraftan, yani sağ tarafından, sol ayağıyla yere basarak iner, atının sağ tarafında durarak kimseyle tokalaşmadan kimin vefat ettiğini geldiği eve bildirir ve yine sağ ayağını üzengiye koyup atına sağ taraftan binerek yoluna devam ederdi.
Ölüm haberi getiren habercinin davranışları normal davranışların tam tersi gibi olurdu. Haberci atından ayrılmaz, tanıdıkları olsa dahi, haberi getirdiği eve girmez, herhangi bir ikram kabul etmezdi. Çünkü haberi getirdiği ev artık yaslı ve acılıydı ve cenazeye yetişmek için hazırlanmaları gerekirdi. Haberci, ölüm haberini verdikten sonra yine atına sağ tarafından binip yoluna devam ederdi. Burada ‘’ev cenazesi’’, köy cenazesi konusuna açıklık getirmemiz gerekir.
Ev cenazesi (Wune hade) çok küçük yaşlarda vefat edenlere denirdi. Köy cenazesi (Quaje Hade) ise yetişkin yaşlarda vefat eden bireylere denirdi. Bazı büyüklerimiz, tüm toplumun saygınlığını kazanmış önemli kişilerin, savaşta ölenlerin ‘’toplum cenazesi’’ yani ‘’ Jıle Hade’’ olarak adlandırıldığını belirtmişlerdir.
WANE QUAPE PXENC
Cenazeye atlı olarak gelen konuklar atlarını köstekledikten sonra kantarmayı atın ağzından çıkartmazlar ve gem kayışını eyerin arka tarafındaki eyer çıkıntısına kısa şekilde bağlarlar ve atların cenaze süresince otlanmalarına izin vermezlerdi ve bu da cenaze töreninin bir parçası idi. Tabii ki bu gün iletişim araçlarının bu kadar geliştiği Dünya’da bu uygulamaların bir anlamı kalmamıştır. Ancak Xabze’mizin toplum yaşantısında ne kadar detaylı incelikleri göz önünde tutarak şekillendirildiğini bilmemiz açısından önemlidir.
CENAZE MERASİMİ (DIWUEŞ’)
Cenaze kaldırılmadan, cenaze evinde ve o köyde asla duman tütmez, ocak yakılmaz ve yemek yapılmaz yemek yenmez, hatta su bile içilmez. Cenaze törenine gelenler asla selamlaşmazlar, birbirlerinin hal hatırını sormazlar, gereksiz sohbetler yapmazlar ve gülmezler. Cenazenin defnedilmesinden önce yetişen diğer köyler ve guruplardan sözcü olarak seçilen 3,4 kişilik küçük bir gurup sırayla görevli komşular tarafından, cenaze sahibi ailenin büyüklerinin taziyeleri kabul ettikleri odaya alınırlar ve hangi köyden geldikleri gurup içeri girmeden önce yine görevli kişiler tarafından taziyeleri kabul eden cenaze sahiplerine bildirilir. İçeri giren guruptakiler, taziyede bulunduktan sonra içeride fazla kalmadan dışarı çıkarlar. Çünkü taziyede bulunmak için dışarıda sıra bekleyen köyler ve guruplar vardır.
Cenaze mezarlığa taşınırken aileden olanlar asla cenazeyi taşımazlar ve defin esnasında asla mezara toprak atmazlar. Cenazenin taşınması, defnedilmesi esnasında toprak atılması tamamen komşular ve o aileden olmayan akrabalar tarafından yapılır. Cenaze taşınırken cenaze sahibi aile fertleri sadece yas tutarlar ve hemen cenazenin arkasından yürürler. Cenazenin cenaze sahipleri tarafından taşınması ayıplanır. Cenazesini taşıyanlar ve kabrine toprak atanlar, hem komşu ve akrabaların yapmaları gereken hizmeti engelledikleri için hem de ‘’ ölülerini gömmek için acele ettiler’’ diyerek ayıplanırlar.
Defin işlemi sırasında, cenaze mezara indirilirken, kardeşi, oğlu gibi en yakınlarından birisi mezara iner ve cenaze dini kurallara uygun şekilde mezara yerleştirilir. Bu kurallar bu gün de Uzunyayla’da ve Göksun’a bağlı Çerkes köylerinde yaşayan ve Xabze’ye az çok dikkat eden, değer veren kesimler tarafından bu gün de uygulanmaktadır. Bu güzel geleneklerimizin bu gün de uygulayanlar olduğu gibi toplumun tüm kesimleri tarafından uygulanmasında hiçbir zorluk yoktur. Sadece umursamazlıktan kaynaklanarak bu kurallar gençlere aktarılmamaktadır ve bir cenaze esnasında gençler ne yapacaklarını bilemez halde hatalar yapmaktadırlar.
Cenaze defnedilip gerekli dini tören yapıldıktan sonra cenaze sahipleri biraz acele davranarak cenaze evine dönerler, cenazeye gelen diğer konuklar ise biraz ağırdan alarak cenaze sahiplerinin hazırlanması için zaman yeterli zaman kazanmalarını sağlarlar. Cenaze sahibi aile, cenaze evine döndükten sonra ailenin en büyüğü (Lhepq nekhıjh) tam cenaze evinin kapısına sırtı denk gelecek şekilde durur. Bu şekilde, Cenazeye gelen konuklar tarafından cenaze sahibi ailenin büyüklerinin kim olduğu anlaşılır. Aile büyüğünün yanına öncelikle diğer aile büyükleri, cenaze ile kan bağı olanlar ve o köyden olanlar sırtları cenaze evine dönük şekilde dizilirler. Cenazeye gelen konuklar arasında cenaze ile akraba olanlarda aynı şekilde bu guruba katılırlar. Bu dizil şekli sayesinde kimlerin cenazenin yakınları olduğu kolaylıkla ayırt edilir. Cenazeye gelen diğer insanlar bu gurubun karşısına aralarında 7-8 adım mesafe kalacak şekilde sıralanırlar. Bu diziliş sırasında halka oluşmamasına, cenaze sahiplerinin büyüklerinin karşısına, cenazeye gelen konuklarının büyüklerinin denk gelmesine dikkat edilir. İki gurup bu şekilde karşılıklı durduktan sonra gelen konuklar arasında din görevlisi veya, dini bilgisi yerinde olan bir kişi tarafından dua okunur.
Dua ederken cenaze evinin önüne dizilen cenazenin yakınları ellerini kaldırıp açmazlar, elleri iki yanlarında sarkık şekilde dualarını okurlar ve sadece ‘’ Amin’’ derken ellerini kaldırarak yüzlerine sürerler. Gelen konuklar ise ellerini açarak dua ederler. Bu durum da kimin cenaze yakını kimin cenazeye gelen konuklardan olduğunun bilinmesi için önemlidir. Gerekli dini merasim, cenaze defnedilirken yapıldığı için bu dua mümkün olduğu kadar kısa tutulur.
SOL ELİ KALDIRMA (P’REGU)
Cenazeye gelen konuklar kendi aralarından toplumu temsil edebilecek, toplum tarafından sevilen sayılan bir kişiyi seçerler ve bu kişi önce sol ayağı ile ileri doğru adım atar sağ ayağını sürükleyerek sol ayağının yanına getirir ve bu hareketi üç kez tekrarlayarak taziye verecek gurubun önüne çıkar. (Bu konuda bazı büklerimiz tek adımın da yeterli olduğunu, önemli olanın taziyeyi verecek kişinin gurubun önüne çıkması olduğunu ve sol ayağı ile adım atması olduğunu belirtmişlerdir.) Sol elini cenazenin, Wune Hade(Ev cenazesi), Quaje Hade( Köy Cenazesi), Jıle Hade( Tüm Toplumun Cenazesi) oluşuna göre yukarı kaldırır (Wune Hade için omuz hizasına kadar, Quaje hade için kulak memesi hizasına kadar, ve Jıle Hade için biraz daha yukarı baş hizasına kadar.) 5-10 saniye kadar yukarıda tuttuktan sonra elini indirir ve yine sol ayağını geri atıp sağ ayağına sol ayağının yanına sürükleyerek tekrar gurubun arasına katılır ve gruptakiler mutlaka sağ taraflarına dönerek tören alanından ayrılırlar. Cenaze merasimi sırasında son dönemlerde el kaldırma merasimini gerçekleştiren ve toplum tarafından sayılan büyüklerimizden Dumenışh Mejid, Yağan Mehmet Bey, Queşiy Nail, Ğuk’epşhoque Zubeyr, Bek Hüseyin gibi büyüklerimizin isimlerini sayabiliriz. Bu ritüelin uygulanmasını bilen bir çok insan olmasına rağmen son dönemlerde genellikle Ğuk’epşhoque Zubeyr seçilirdi.
Ğuk’epşhoque Zubeyr, Çerkes törelerini bilmeyen ve törelerin İslamiyette yeri olduğunu bilmeyen bağnaz ve yobaz din adamlarının tüm karşı çıkmalarına rağmen ısrarla 1976 yılında ölünceye kadar bu töremizi uygulamıştır. En son el kaldırma merasimi Ankara’da 2019 yılında çok değerli büyüğüm ve kendisinden çok şey öğrendiğim Şığelığue Sami ağabeyimizin benimde katıldığım cenazesinde, yine çok değerli thamademiz Bıj Saim tarafından gerçekleştirilmiştir. Yok olmak üzere olan bu güzel töremizi yeniden uygulamaya başladığı ve gençlerimizin görmesini sağladığı için kendisine sonsuz minnet darız. Bu yazı uzun yıllarda birçok büyüğümüzün katkıları ile derlenmiştir. Kendilerinden bilgi edindiğim büyüklerimden, Balkaroqua Şevket, Şığelığue Sami, dayım Tambiy Ahmed, Bıj Saim, amcam Kuşha Fikri’nin isimlerin burada saymak isterim.
Vefat edenler nur içinde yatsınlar halen sağ olan Bıj Saim thamademiz ve amcam Kuşha Fikri’ye sağlıklı uzun ömürler dilerim. 21 Mayıs Büyük Çerkes sürgününü anma gününde yüzümüzü Kafkasya’ya Elbrus’a dönelim ve sol elimizi kaldırıp 100 yıldan fazla süren Kafkas-Rus savaşlarında toprağa düşen yiğitlerimizin analım.
Tarihin en büyük trajedilerinden ve katliamlarından biri olan Sürgün yollarında yaşamını yitiren insanlarımızın yasını tutalım. Sol elinizi kaldırıp çektiğiniz fotoğraflarınızı sosyal medyada paylaşalım.
Kuşha Doğan