Aslan Mashadov’u saygı ve özlem ile anıyoruz.
Kendi jenerasyonundaki bütün Çeçenler gibi , Aslan Mashadov da sürgünde doğdu.Ailesi 1944 yılında Stalin tarafından sürgün edilmişti. Kazakistan’dan evine 1957 yılında 6 yaşında bir çocuk iken döndü.
1995 yılında Çeçenistan Silahlı kuvvetleri Genel Kurmay Başkan yardımcısı görevini yürütürken Cahar-Kale (Grozni) Başkanlık Sarayının savunulması koordine ederek Genel Kurmay Başkanlığına yükseldi ve büyük başarılara imza attı.
1996 yılında barış görüşmelerinde ön plandaydı. Her zaman bir nokta da katı oldu ;Çeçenistan Bağımsız olmalıydı.
27 Ocak1997’deki seçimlerde oyların %63’ünü alarak Çeçenistan Devlet Başkanlığı’na seçildi.
1997 ve 1998 yıllarında uğradığı iki suikast girişiminden de son anda kurtuldu.
Çeçen halkının seçilmiş lideri Aslan Mashadov ,Devlet Başkanlığı görevini bağımsızlık
Mücadelesinin en ön saffında , cephede Çeçen Ordusunun başına sürdürdü.
Rusya’nın Çeçenistan’a tekrar müdahalesiyle , Mashadov’un Devlet Başkanlığı sıfatı Rusya tarafından tanınmadı. Rusya , Mashadov yerine Rus yanlısı bir devlet başkanı atadı. Fakat , Çeçen halkı devlet başkanı olarak Mashadov’u görüyordu. Mashadov mücadelesini sürdürmeye devam etti. Mücadelesini sürdürmek amacıyla bulunduğu Tolstou-Yurtta bir köy evinde iken özel bir operasyonla şehid edildi.
““Tahammül etmek zorunda kaldığımız vahşet bizim için yeni değildir. Biz stalin’in tuz madenlerini, dikenli tellerle çevrili ve gardiyan-kuleli kamplarını, isimsiz mezarlarını hatırlıyoruz, biliyoruz. Vatanımızdan sürülmenin ve soykırımın acılarını biz tattık. Maruz kaldığımız dehşetlerden dolayı bu durumlara maruz kalanlarla korkunç bir ortak paydamız var, biz onları hemen tanırız. Dachau ve Auschwitz’de fırına atılan iskelet halindeki Yahudileri ve Romanları, Nanjing’de süngülenenleri, Biafra’daki gözleri korkudan büyümüş çocukları, My-lai’da namlunun ucunda yalvaran anne ve bebeğini, hardal gazıyla boğulan Irak araplarını, İnterhamwe’nin bıçaklarıyla Kigali yolunda doğranan Rwanda’lı Tutsileri biz tanırız, anlamsız cinayetler tarihinde onlar bizim şehit kardeşlerimizdir”.